1980 sonrası, bilhassa son on yıl içersinde Yunus Emre Sempozyumlarında yayınlanmış bilimsel bildirilere ve yayınlanan bilhassa akademisyenlerin makalelerine baktım yürekler acısı yazılarla karşılaştım.Her biri birbirine benzeyen Yunus Emre’yi anlamamış, tanımamış yazılar. Onlara bakarken ünlü sanat adamımız Aydın Gün’ün bir yazısını anımsadım. Şöyle diyordu:
“Bir ülkede kültürel ve sanatsal çöküş, çoğu kez dıştan gelen etkilerden değil, kendi içindeki yozlaşmadan doğar. Başka ulusların sanat ve edebiyatına sırt çevirmek, tek yanlılık ve düşünce darlığından başka hiçbir şey getirmez. Çağı anlayıp kavramamızı engeller. Bir tür yeteneksizliği yaratır.”
Yunus Emre, evrensel anlamda insan sevgisini, hoşgörü düşüncesini ve insanın aslında kardeş olduğunu haykıran şair ve öncü düşünürdür. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan insanı işler şiirlerinde.
Gelin görün Yunus Emre üzerine yazılmış yazıları. Yunus Emre sadece din adamı olarak gösteriliyor. Gerçek Yunus Emre uzmanı dediğimiz araştırmacılar “Yunus Emre hümanisttir” derken, yeni yetme,
Yunus Emre üzerine yazılmış bir iki yazıyı çoğaltan,Yunus Emre’yi tanıma gibi tasası olmayan sadece akademik çevresine makale yazdım demek için derleme yazılar yazanlar bilmeden, araştırmadan daha önce birisinin yazdığı bir “Yunus Emre hümanist değildir” yazısını tekrar yazıp bilimsel ve çağın değerlendirmelerinden Yunus Emre’mizi kendi emellerinde uzaklaştırıyor.
Zannediliyorlar ki “Her şeyi dindarlaştırmaya su taşıyorum.” Esasında Yunus Emre’mize kötülük yapılıyor. Ülkemizi çağdaşlıktan uzaklaştırarak, Aydın Gün’ün dediği gibi tek yanlılık ve düşünce darlığı ile yeteneksizlik yaratılıyor. Ülkemizin kültürel ve sanatsal çöküşü gerçekleştiriliyor.
Yüzyıllarda oluşmuş Anadolu kültürünün birikimiyle yoğurmuş, şiirimizin büyük ustası, büyük hümanist Yunus Emre’mizi günümüzün Yunus Emre üzerine yazılar yazanları anlamıyorlar,tanımıyorlar en acısı yorumlayamıyorlar.
Yunus Emre’mizi anlamayan, tanımayan, yorumlayamayan sözde Yunus Emreciler toplumumuza, gelecek kuşaklarımıza nasıl anlatacaklar, tanıtacaklar. İşte onun için günümüz gençimize, insanımıza anlatamıyorlar. Onun için Yunus Emre için düzenlenen etkinliklere katılım yok. Onun için yüz bin yüz bin basılıp dağıtılan, Yunus Divanı denilen kalın kalın kitaplar yerlerde sürükleniyor. Trenler dolusu Yunus Emre’ye gidenler pikniğe dikiyor.
Şehabeddin Tosuner